Page 166 - Islamic Studies 02
P. 166

164) / İSLAM ARAŞDIRMALARI JURNALI, İkinci. İl, İkinci. Buraxılış (Bahar-Yay/2022)

               takva,  bilinç  ve  yönetim  açısından  her  alandaki  liyakat
               anlamına gelir.
               Buna göre ayetin anlamı şöyledir:
               Biz,  Kur’an’a  ilaveten  (veya  Tevrat’tan  sonra)  Zebur’da  da
               yeryüzünü benim salih ve liyakatli kullarım ele geçireceklerdir
               diye yazdık; işte bu da kulluk ve ibadet edenlere yeterlidir. Bu
               konunun  Zebur’da  zikredilmiş  olması  bunun  bütün  ilahî

               kitaplarda  sabit  ve  kesin  bir  ilke  olarak  var  olduğunu
               göstermektedir.
               Elbette eğer Zebur’dan maksat tüm ilahi kitaplar değil de Hz.
               Davud  aleyhi’s-selâm  ’ın  kitabı  olursa,  Hz.  Davud  aleyhi’s-
               selâm  ’ın  hak,  adalet  ve  insanların  çıkarları  doğrultusunda
               geniş ve güçlü bir hükümete sahip olması için bu müjdenin o
               peygamberin kitabında kaydedilmiş olması mümkündür. Tabii
               Hz.  Davud  aleyhi’s-selâm  ’ın  hükümeti  bölgesel  olup
               yeryüzünün  bütününü  kapsamıyordu.                Ama  Zebur’da,
               özgürlük, adalet ve emniyet ilkelerine dayanan cihanşümul bir
               hükümetin gerçekleşeceği ona müjdelenmiştir.
               Yani, yeteri kadar liyakat kazanmış “salih kullar”ın olduğu bir
               zamanda insanlar, yeryüzünün bütün maddî ve manevî miras
               ve bağışlarının sahibi olacaklardır.
               Yukarıdaki  ayetin  tefsirinde  nakledilen  bazı  rivayetlerde  bu
               alanda daha sarih ve açık tabirler göze çarpmaktadır.
               Örneğin,  Mecma-ul  Beyan  tefsirinde  yukarıdaki  ayetin
               tefsirinde     İmam      Bâkır      aleyhi’s-selâm      ’dan     şöyle
               nakledilmektedir:
               “ Onlar Mehdi’nin ahir zamanda gelecek olan ashabıdır .”
               Böylece yeryüzünün mirasçısı, kendini yetiştiren ve bu büyük
               risalete layık olan o erkek ve kadınlar olacaktır.
               İlginç  olan  şu  ki:  Ahd-i  Kadim’in  (Tevrat’ın)  bir  bölümü
               sayılan “Hz. Davud’un Mezmurlarında” da bu konu yaklaşık
   161   162   163   164   165   166   167   168   169   170   171