Page 171 - Islamic Studies 02
P. 171
Mehtilik hakkında müslümanların ittifakı ./ (169
Bu ayetin ne demek istediğini anlamak için kendisinden
önceki ayete dönmemiz gerekiyor. Tevbe 32’de buyuruyor ki:
“Ağızlarıyla Allah’ın nurunu söndürmek istiyorlar. Oysa
kâfirler istemese de Allah, kendi nurunu tamamlamaktan
başkasını istemiyor.”
Bu ayetten de iyice anlaşılıyor ki, Allah Teala İslam nurunu
mükemmelleştirmeyi irade etmiştir ve onun tam anlamıyla
mükemmelleşmesi de yeryüzünün tamamını kapsamasına
bağlıdır.
Daha sonra daha açık bir şekilde bu gerçeği söz konusu ayette
şöyle açıklıyor:
“Müşrikler istemese de o dini (İslam’ı) bütün dinlere üstün
kılmak için peygamberlerini hidayetle ve hak dinle
gönderen O’dur.”
Bu vaat çok az bir farkla Fetih suresinin 28. ayetinde de tekrar
edilmiştir:
“Ki O, kendi peygamberlerini hidayetle ve hak olan din ile,
diğer bütün dinlere karşı üstün kılmak için gönderdi. (Bu
büyük vaade) Şahid olarak Allah yeter.”
Nihayet üçüncü kez bu büyük vaat Saff suresinin 9. ayetinde
aynen Tevbe suresindeki tabirle şöyle geçer:
“Peygamberlerini hidayet ve hak din üzere gönderen
O’dur. Öyle ki onu (hak din olan İslam’ı) bütün dinlere
karşı üstün kılacaktır; müşrikler hoş görmese bile.”
Kur’an-ı Kerim’in üç süresinde geçen bu ayetten bu ilahî
vaadin önemi ortaya çıkmaktadır.
Fakat burada önemli olan ayetteki “ li yuzhirehu ” cümlesinin
anlamının açığa kavuşmasıdır:
1- Acaba bu cümledeki “hu” zamiri Resulullah sallâ’llâhu
aleyhi ve alih ’e mi aittir yoksa “hak din”e mi? Birinci
durumda ayetin anlamı Resulullah sallâ’llâhu aleyhi ve alih