Page 182 - Pure Life 11
P. 182
GEÇMİŞİN HAKİKAT ÂLEMİNDEN İNTERNETİN SANAL ÂLEMİNE /181
2. Şii -İmami- İsnâ aşerî olarak bilinen Caferi mezhebi,
sair Ehl-i sünnet mezhepleri gibi şer’an kendisiyle
amel etmenin caiz olduğu bir mezheptir.
Müslümanların bunu bilmeleri ve belirli bir mezhep
için haksız bir şekilde taassup içerisinde
bulunmaktan kurtulmaları gerekmektedir. Ne
Allah’ın dini ne de şeriatı bir mezhebe bağlı veya bir
mezheple sınırlıdır. Herkes (mezhep imamları) Allah
Teâlâ nezdinde makbul müctehidlerdir. Nazar ve
istidlale ehil olmayanların müctehidleri taklidleri ve
fıkıhlarında onlara tabi olmaları caizdir. Bu konuda
ibadetler ve muamelat arasında bir fark yoktur.”
1
Şii ve Sünni mezheplerini yakınlaştırma konusunda
ismi zikredilmesi gereken önemli bir alim de İran İslâm
devrimin önderi Ayetüllah İmam Humeyni’dir. O,
eserlerinde, konuşmalarında, toplantılarında, hutbelerinde
ve söyleşilerinde sık sık Şii ve Sünni mezhepleri arasında
yakınlaşmasının gerekliliğini vurgulamıştır.
Onun Şiilere yönelik olarak Sünni bir imamın arkasında
namaz kılmanın caiz olduğu yönündeki fetvası Şii dünyası
için az önce zikri geçen Şaltut’un fetvasının Sünni dünyası
için olduğu kadar önemlidir. Ayetüllah İmam Humeyni,
Şiiler ile Sünnilerin kardeş olduğunu ve bu yüzden de
Müslümanlar arasındaki ihtilafların izale edilmesi
gerektiğini sıklıkla belirtmiştir.
Müslümanlar mabeynindeki ihtilafların gerçekte yapay
olduğunu ve Emperyalist devletlerin bir oyunu olduğunu
belirten Ayetüllah İmam Humeyni’nin konu ile ilgili bazı
sözlerine şöyle örnek verilebilir: “Biz Müslümanlar Şii ve
Sünni aynıyız ve kardeşiz. Eğer birisi Müslümanların
arasını ayıracak bir söz ederse bilin ki, o ya cahildir ya da
1. Kaplan, 2013, s. 260.