Page 181 - Pure Life 11
P. 181
/
(
180 PURE LIFE, Vol.11.No.4, December. 2017 (Rabīʿ Al-Thānī 1439. Azar 1396)
desteği ile Kahire’de 1945 yılında Darü’t-Takrîb Beyne’l-
Mezâhib el-İslâmiye (İslami Mezhepleri Yakınlaştırma
Cemiyeti) kurulmuştur.
İhvânü’l-Müslümîn cemiyetinin kurucusu Şehid İmam
Hasen el-Benna, bu cemiyetin çalışmalarına katılarak Şii ve
Sünnilerin müşterek akaid ve ilkeler etrafında toplanıp imanın
bir şartı veya dinin bir rüknü olmayan ve dinin tartışma
götürmez herhangi bir hükmünü inkâr sayılmayan konularda
birbirlerini mazur görmeleri fikrini amel sahnesine getirmek
için çalıştı. Bu cemiyet, yakınlaşma ve diyalog çalışmaları
kapsamında Risâletü’l-İslâm dergisini çıkardı.
İlk sayısı 1949 yılında yayımlanan dergi, 1972 yılına
kadar yayım hayatına devam etti. Söz konusu kurum bu
yıldan sonra maalesef dağılmıştır. Bu cemiyet XII. yüzyılın
ünlü Şii âlimi Ebȗ Ali et-Tabersî’nin Mecmau’l-beyân li
ulûmi’l-Kur’ân ve el-Hac ale’l-mezâhibi’l-hamse (Beş
1
Mezhebe Göre Hac İbadeti) gibi eserler de yayımlamıştır.
Zamanının Ezher Üniversitesi Şeyhi Mahmud Şeltût’un
1378/1959 yılındaki Caferiliğin hak mezhep olduğu
yönündeki fetvası dönemin çok önemli gelişmelerden
birisidir. Şeltût’a Ehl-i Sünnet’in dört mezhebine göre
amel edileceği ancak bunlar arasında Şii-İmâmiye ve
Zeydiye’nin olmadığı sorulduğunda şeyhin cevabı şu
yönde olmuştur:
1. İslam, mensuplarına belirli bir mezhebe tabi olmayı
gerekli kılmamıştır. Aksine şöyle deriz, her
Müslümanın her şeyden önce sahih bir şekilde
nakledilen ve ahkâmı kendine özgü kitaplarda
müdevven olan herhangi bir mezhebi taklit etme
hakkı vardır. Böylesi bir mezhebi taklit eden birinin
başka bir mezhebe geçmesinde de bir beis yoktur.
1. Üzüm, 1998, s. 172-173.