Page 177 - Pure Life 11
P. 177

(
                   /

               176  PURE LIFE, Vol.11.No.4, December. 2017 (Rabīʿ Al-Thānī 1439. Azar 1396)
                  Şii-Sünni  ilişkileri,  Şah  İsmail’in  Mayıs  1502’de  İran
               şahı  olup  Safevi  Devleti’ni  kurması  ile  farklı  bir  evreye
               girmiştir. Safevi iktidarı Şiiliği resmi mezhep olarak kabul
               ederek     batısındaki     Sünni     Osmanlı      Devleti’yle,
               doğusundaki  Sünni  Moğol  İmparatorluğu’ndan  kendisini
               tamamen ayrıştırmıştır.
                  Bununla  birlikte  özellikle  Irak  gibi  devlet  otoritesinin
               pek hissedilmediği bölgelerde Şii ve Sünnilerin birbirlerine
               yardım  ettikleri  dönemler  de  olmuştur.  Zira  Safevilerle
               genel anlamda Şii ve Sünniler arasında hem psikolojik hem
               de  fiziki  hudutların  oluşmasıyla,  kaynaşmayı  sağlayacak
                                                         1
               ortak mekânlar da ortadan kalkmış oldu.
                  Görünüşte Şiilik ve Sünnilik çatışması olarak algılanan
               Osmanlı ve Safevi mücadelesi ise aslında her iki devletin
               kendisini  var  etme  mücadelesiydi.  Şiilik  Safeviler  için
               Sünnilik  ise  Osmanlı  için  var  olmanın  en  önemli
               araçlarından ve silahlarındandı.
                  XVIII. asrın başlarında Safevi Devleti, ciddi sarsıntılar
               geçiriyordu.  Bu  ortamda  Şah  Tahmasb,  Horasan’daki
               Türkmen  aşiret  reislerinden  olan  Fatih  Ali  Han’dan
               yardım istemişti. İşte, daha sonra Tahmasb Kulu ünvanını
               alacak olan Nadir Şah,  yardıma gelen Afşarların başında
               bulunuyordu.  1731  yılında  Nadir  Şah,  Şah  Tahmasb’ın
               yerine onun kardeşi olan çocuk yaştaki Abbas’ı getirerek
               devletin idaresini bütünüyle ele geçirdi ve bir süre sonra
               da  kendi  şahlığını  ilan  etti.  Nadir  Şah,  1736  yılında
               Osmanlı devletine elçi göndererek barış yapılmasını ister.
                  Mevcut koşullar her iki devleti de barışa zorlamaktadır.
               Osmanlı sulh murahhası Genç Ali Paşa ile İran murahhası
               Mirza Muhammed, müzakerelere başladılar.




               1. Hakyemez, 2009, 23-24.
   172   173   174   175   176   177   178   179   180   181   182