Page 174 - Pure Life 11
P. 174

GEÇMİŞİN HAKİKAT ÂLEMİNDEN İNTERNETİN SANAL ÂLEMİNE /173

                  Bu  dönemde  siyasi  kaynaklı  belli  gruplaşmalar  vaki
               olsa  da  akide  ve  amel  bazında  Şiilik  ve  Sünnilik  ayrımı
               henüz  tam  olarak  kesinleşmemiştir.  Bu  dönemdeki
               ayrışmalar  daha  çok  siyasi  bağlamda  olup  dönemin
               sonlarına  doğru  yaşanan  siyasi  olayların  dini  olarak
               temellendirilmesine de çalışılmıştır.
                  Emevilerin  son  yıllarında  onlara  karşı  oluşan
               muhalefetin  başat  unsuru  bazı  Arap  ve  mevalilerin
               meydana  getirdiği  Ehl-i  beyt  taraftarları  idi.  Ancak
               Abbasoğulları,  ileride  başarıya  ulaşacak  karşı  devrimin
               liderliğini ele geçirip kendi devletlerini kurdular. “Mevali
               olan  olmayan  herkese  adalet”,  “Alioğullarının  hakkının
               verilmesi”  vb.  sloganlarla  hareketlerini  ve  sonrasında  da
               yönetimlerini      meşrulaştırmaya      çalışan     Abbasiler,
               Hülagü’nun  656/1258  yılında  Bağdat’ı  işgaline  kadar
               hüküm sürdüler.
                  Emevi  ailesinden  olan  herkesi  katleden  hatta
               mezardakileri bile çıkartıp yakan ve cesetlerini teşhir eden
               Abbasilerin hakim oldukları yıllarda Ehl-i beyt taraftarları
               yine  rahatlık  ve  emniyet  içinde  olmadılar.  Cafer-i  Sadık
               gibi 12 imamın bazıları bu dönemde baskıya maruz kaldı
               ve  İmam  Rıza  gibi  bazıları  da  öldürüldü.  Yine  bu
               yönetimin ilk yıllarında Ehl-i beyt taraftarları için üzüntü
               veren Muhammed en-Nefsü’z-Zekiye isyanı ve Fah vakası
                                                                            1
               (8 Zilhicce 169/11 Haziran 786) gibi olaylar yaşanmıştır.
                  Abbasiler  döneminde,  önceki  dönemlerden  süregelen
               tartışmalar, siyasi ihtilafların dini  bir temele oturtulması,
               kelami  ihtilaflar  ve  herkesin  kendi  görüşünü  Kur’an  ve
               sünnet ile desteklemesi gibi çabalar devam etmiştir.





               1. Konu ile ilgili olarak bkz: İbnü’l-Esîr, 1987, s. 21, 77, 124, 137,
               142-146, 168-171, 229, 265; M. Salih Geçit, 2016, s. 957.
   169   170   171   172   173   174   175   176   177   178   179